10 Şubat 2017 Cuma

İğneada'da Nükleere Hayır

İĞNEYİ NÜKLEERE ÇUVALDIZI TÜRKİYE’YE BATIR!

Türkiye üçüncü nükleer santralini inşa etmeye hazırlanıyor…Peki nükleer enerji hakkında ne kadar bilgiye sahibiz, ne kadar biliyoruz doğanın katilleri nükleer santralleri ?

Gelişmiş ülkelerin yapımını yavaşlattığı nükleer santraller radyoaktivite nedeniyle üretimden önce, üretim aşamasında ve üretim sonrasında ortaya çıkardığı çeşitli atıklar nedeniyle tehlike arz eder. Atıkların kaybolmasını geçin zehirliliği bile 600 yıl sonra kaybolmaktır. Örneğin bir ton uranyumun elde edilmesinden geriye 20 bin ton atık madde kalır. Bu atıkların taşınması da saklanması da ciddi bir tehlike içermektedir.
       
Güvenirliliği soru işareti olan nükleer santrallerde kaza riski yüksektir. Risk doğal afetlerle daha da artar. Bu nedenle deprem, heyelan, çığ düşmeleri gibi doğal afetler göz önünde bulundurularak santrallere yer seçimi yapılır. Seçilen yer olağanüstü korunsa dahi radyoaktif kirleticiler çevreye ve havaya yayılmak suretiyle bölgeye büyük zarar verir. Bu konuda bir çok örnek bulunmaktadır. 1957 yılında İngiltere’ de santralin yanması sonucu 200 km²’ lik bir alan işe yaramaz hale gelmiştir.Kuşkusuz en önemli olay 1986 yılında Çernobil’ de meydana gelen patlamadır. Ukrayna’da meydana gelen bu kazada 3200 kişi hayatını kaybetmiş, bölgede yaşam sona ermiş ve etkisi yıllarca devam eden genetik problemler ortaya çıkmıştır. Nükleer santrallerin pazar ve soğutma suyuna yakın yapılmak istenmesi nedeniyle deniz, göl kıyıları, haliçler, büyük akarsu kıyıları tercih edilmektedir. Bu koşullara uygun olarak düşünülen yer ise İğneada. 

Peki İğneada bu uğurda kurban edilmeyi ne kadar hak ediyor ?

İğneada, İstanbula yaklaşık 120 km uzaklıkta bulunan; 258 kuş türüne, 670 çeşit bitkiye ve 668 tür yabani hayvana ev sahipliği yapan Dünyada sadece Amazon ve Afrika’ nın Kongo havzasında bulunan longoz ormanlarına sahip Türkiye’ nin saklı cennetlerinden biridir. Bu cennette yer alan flora ve fauna’nın korunması için Birleşmiş Milletlerden para yollanmış, el üstünde tutulmuş bu nadide bölgeyi bizler yarınki nesillere belki de çoraklaşmış ve zehirlenmiş bir coğrafya yaratmış olarak bırakacağız.Bırakacağız bırakmasına da, sen yarınki nesillerin tarih sayfalarını karıştırdığında onların öfkeyle anacağı kişilerden mi; yoksa onurla bahsedeceği  kişilerden mi olacaksın ?

 Sen hangi tarafta yer alacaksın ?
       


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder