İĞNEYİ NÜKLEERE ÇUVALDIZI TÜRKİYE’YE BATIR!
Türkiye üçüncü nükleer
santralini inşa etmeye hazırlanıyor…Peki nükleer enerji hakkında ne kadar
bilgiye sahibiz, ne kadar biliyoruz doğanın katilleri nükleer santralleri ?
Gelişmiş ülkelerin yapımını yavaşlattığı
nükleer santraller radyoaktivite nedeniyle üretimden önce, üretim aşamasında ve
üretim sonrasında ortaya çıkardığı çeşitli atıklar nedeniyle tehlike arz
eder. Atıkların kaybolmasını geçin zehirliliği bile 600 yıl sonra
kaybolmaktır. Örneğin bir ton uranyumun elde edilmesinden geriye 20 bin ton atık
madde kalır. Bu atıkların taşınması da saklanması da ciddi bir tehlike
içermektedir.
Güvenirliliği soru işareti
olan nükleer santrallerde kaza riski yüksektir. Risk doğal afetlerle daha da
artar. Bu nedenle deprem, heyelan, çığ düşmeleri gibi doğal afetler göz önünde
bulundurularak santrallere yer seçimi yapılır. Seçilen yer olağanüstü korunsa
dahi radyoaktif kirleticiler çevreye ve havaya yayılmak suretiyle bölgeye büyük
zarar verir. Bu konuda bir çok örnek bulunmaktadır. 1957 yılında İngiltere’ de
santralin yanması sonucu 200 km²’ lik bir alan işe yaramaz hale
gelmiştir.Kuşkusuz en önemli olay 1986 yılında Çernobil’ de meydana gelen
patlamadır. Ukrayna’da meydana gelen bu kazada 3200 kişi hayatını kaybetmiş,
bölgede yaşam sona ermiş ve etkisi yıllarca devam eden genetik problemler
ortaya çıkmıştır. Nükleer santrallerin pazar ve soğutma suyuna yakın yapılmak
istenmesi nedeniyle deniz, göl kıyıları, haliçler, büyük akarsu kıyıları
tercih edilmektedir. Bu koşullara uygun olarak düşünülen yer ise İğneada.
Peki
İğneada bu uğurda kurban edilmeyi ne kadar hak ediyor ?
İğneada,
İstanbula yaklaşık 120 km uzaklıkta bulunan; 258 kuş türüne, 670 çeşit
bitkiye ve 668 tür yabani hayvana ev sahipliği yapan Dünyada sadece Amazon ve
Afrika’ nın Kongo havzasında bulunan longoz ormanlarına sahip Türkiye’ nin saklı
cennetlerinden biridir. Bu cennette yer alan flora ve fauna’nın korunması için
Birleşmiş Milletlerden para yollanmış, el üstünde tutulmuş bu nadide bölgeyi
bizler yarınki nesillere belki de çoraklaşmış ve zehirlenmiş bir coğrafya
yaratmış olarak bırakacağız.Bırakacağız bırakmasına da, sen yarınki nesillerin
tarih sayfalarını karıştırdığında onların öfkeyle anacağı kişilerden mi; yoksa
onurla bahsedeceği kişilerden mi
olacaksın ?
Sen hangi tarafta yer alacaksın ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder